10 Nisan 2013 Çarşamba

Türkiye'nin İstanbul'a Terkedilmesi

Yıllar boyu Atalarımız Anadolumuzun dörtbir yanında at koşturmuş ve Ülkenin her karış toprağını sadece ekonomik getiri değil, Millete güven telkin eden mekan ve de İnsan Kaynağı yetiştirecek yerler olarak algılamışlardır. İşte bu algı dünyayı titreten güce sahip bir Devlet-i Aliye-i Osmaniye'ye gebe kalmıştır. Ne zaman ki, ihtişam ve kişisel muhasebenin yapılmaması öne çıkmış ise o zaman duraklamalar başlamıştır. Her dünya nimetinin sonu olacağı muhakkaktır ancak önemli olan nesillere bırakılabilecek değerli bir mirasın mimarları olmanın gerekliliğidir.

İşte bu bağlamda baktığımız zaman, bir ülkenin birkaç ilden müteşekkil olmadığını da görmemiz gerektiğini düşünüyorum. Büyük projeler sadece büyük illerimiz için değil, stratejik öneme haiz bölgelerimize de düşünülmeli ve bölgeler ihtisaslaştırılmalıdır. Mesela, nasıl ki kış sporlarını Palandöken veya Erciyes dağlarında rahatlıkla yapabiliyorsanız, oradaki Üniversitelerin bu konularda ilgili çalışmalar yapmasını ve bu çalışmaları Eğitim olarak sunmasını da yönlendirmelisiniz. Veya Uranyum ve Bor'un yoğun olduğu yerlere bu konularda çalışma yapan teknokent üsleri kurmalısınız. Veya İstanbul, Ankara, İzmir gibi illerimize göç yoluyla yüklenilmesinin önüne geçmek için, Adana-Mersin, Malatya-Elazığ ve Trabzon-Rize illerini birleştirerek neden serbest bölge haline dönüştürmeyelim ki? Bunların her biri üzerinde düşünülmesi gereken konulardır. Buna benzer bir çok konuya da odaklanılabilir. Kısacası ülkemizin her köşesine Büyük Proje vardır. Bundan birkaç yıl önce bir arkadaşım Sayın Başbakanımızı rüyasında görüyor. Tam da Sayın Başbakanımızın Büyük Projeyi açıklayacağı zamanlar bana anlattı. 'Çok etkisinde kaldım heralde...' diye de ekledi. 'Sayın Başbakanımız Toroslardan Çukurova'ya doğru devasa tüneller açtırmış, Adana'nın yaz sıcağını kısmen dağıtmaya çalışacakmış. Tünellerin içinde devasa pervaneler var ve şalterin başına beni oturtmuş' diye de tam tarifini yaptı. Bu rüyaya eminim hafif bir tebessüm göstermişsinizdir. Bu rüyanın iki yönü var aslında; birincisi demek ki arkadaşım açıklanacak projeyi kendi bölgesi için tahayyül etmiş ve beklentisi bu yönde gelişmiş. İkincisi ise, hayal gücümüzü zorlasa da, her yere yapılabilecek büyük projelerin olduğu gerçekliğidir.

İstanbul'a yapılacak büyük projeye karşıymışım gibi bir algı oluşmasın lütfen. Ancak İstanbul'daki 13 milyon insana karşın 60 milyon insanın da Büyük Proje olarak beklenti içerisine girdiğini söylemeden geçemeyeceğim. İnanıyorum ki, Sayın Başbakanımız, kardeşlik projesini hayata geçirerek te Tüm Türkiye'ye büyük bir proje armağan etmiş olacaktır. Bunu İstanbul projesinin çok ama çok ötesinde görmek te gereklidir. Üstelik bu kardeşlik projesinin hayata geçmesiyle zannediyorum her bölgenin gelişimi de kat kat artacaktır. Ülkemizin devler ligindeki yeri de sağlamlaşmış olacaktır.    

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder